Cinsel İşlev Bozuklukları'nın Psikolojik Nedenleri:

Uzmanlar belirgin organik sorunlara rağmen, cinsel işlev bozuklukların büyük çoğunluğunun psişik (ruhsal) nedenlerden kaynaklandığı veya en azından psişik bileşenleri olduğu konusunda bugün artık uzlaşmıştır. Ve bu nedenler çok çeşitlidir: Bunlar çoğunlukla kendini performans baskısı altında hissetme (performans korkusu/anksiyetesi) veya belirli beklenti durumları veya gelenek ve kurallara uymaya zorlama şeklinde ortaya çıkar. Çoğu insan kendi istek ve arzularını dinlemeyi veya bunları yeterince ciddiye almayı zamanla unutur. Özelikle erkekler yatakta her şeyin "yolunda" gitmek zorunda olması gibi eziyet ve bezginlik verici bir zorunluluk hissederler: Bu şekilde 45 yaşın altındaki yaşlarda üst üste ereksiyon (sertleşme) sağlayan Viagra, Levitra veya Cialis gibi ilaçlar kullanarak kendilerinden hep daha fazla performans almayı beklerler, ancak bu ilaçları birkaç yıl kullandıktan sonra, genellikle psikolojik açıdan bağımlı hale gelirler ve bir ilaç bağımlısına dönüştüklerini fark ederler.

Kadınlardaki cinsel problemler genellikle cinsel isteksizlik, vajinismus veya orgazm olamama ya da orgazm olmada zorluk yaşanması şeklindedir ve genellikle kendi problemlerine gereken ilgiyi göstermemeleri veya kendi sorunlarını profesyonel uzmanlarına açma konusunda kendilerine kısıtlama ve yasaklar getirmiş olmaları nedeniyle, bu rahatsızlıkları çoğunlukla yıllarca çekerler ve bunlara katlanmaya çalışırlar.

Eş (Partner) açısından problemler

Partner ile anlaşmazlıklar ortaya çıktığında bu anlaşmazlıklar eninde sonunda çiftler arasındaki cinsel yaşama da sıçrar. Eşlerin aralarında şiddetli anlaşmazlıkların bulunmaması ve çözülmemiş problem bırakılmaması ve ayrıca birlikte yaşanan cinsellik konusunda anlayış farkı (frekans, çeşitlilik, istek ve ihtiyaçlar) olmaması gerekir, aksi takdirde bu durum eşlerden birinin veya her ikisinin birden cinsel problemler yaşamasına yol açabilir. Yine benzer şekilde, eğer eşler aralarında cinsellik konusunda çok az konuşuyorsa veya hiç konuşmuyorsa, bu durum da, eşlerin cinsel problemler yaşamasına neden olabilir. Bu noktada, cinsel terapi ve evlilik terapsi, alınması ve bu problemleri bir an önce aşmak gerekir.

Cinsel terapiye nasıl başlanır?

Öncelikle, ne tip bir cinsel bozukluğun söz konusu olduğu ve bu durumun ne kadar zamandır sürdüğü konusunda bir ön görüşme yapılır. Ancak burada şunlara dikkat edilmelidir: Profesyonel yardım alma konusunu ne kadar erken dikkate alırsanız, terapide elde edilecek başarı da o kadar fazla olur. Görüşmede bu görevi üstlenme yetkisine ve yeterli eğitime sahip uzman terapistin ilgili cinsel bozukluğun cinsel terapi yoluyla gerçekten amaca uygun şekilde terapi edilip edilmeyeceğini danışanına açıklayabilmesi gerekir.

Cinsel bozukluklar, psişik (ruhsal) nedenlere dayanıyorsa (erken çocukluk dönemi bozuklukları ve baskıları, nevrozlar, gelişimsel duraklama ve benzerleri), başarı vaat eden bir psikoterapiye başlanması ve buna paralel olarak cinsel fonksiyon bozuklukların terapi edilmesi çok daha mantıklı ve faydalıdır. Burada kullanılan yöntemin iki açıdan önemi vardır, ancak öncelikle, "uygun ve doğru" terapistin seçilmesi çok önemlidir. Ayrıca travma söz konusu olduğunda ise ilaveten bir de travma terapisi verme konusunda tecrübe sahibi bir terapistin tercih edilmesi çok önemlidir. Kişilik bozukluğu veya nevrotik benzeri rahatsızlık durumularında öncelikle bir psikoterapi önerilir ve ardından cinsel terapiye başlanır. Bu tip durumlarda, kişilerin terapiye eşleriyle (partnerleriyle) beraber değil, öncelikle tek başlarına ve sadece kendi kişisel sorunları dikkate alınarak başlanmalıdır. Bu durumda elbette uygulanacak olan artık bir cinsel terapi veya benzer şekilde evlilik terapisi değildir, bilakis burada logoterapi ya da psikanalitik psikoterapi şeklinde uygulanan psikoterapi uygulamalar kullanılır. Başarılı bir cinsel terapi için organik nedenlerin tamamen elimine edilebilmesi gerekir. 

Ürolojide, cinsel problemler genellikle "Fonksiyon Bozukluğu" olarak dikkate alınır. Ürologlar veya kadın hastalıkları uzmanları özellikle cerrahi ve ilaçlı tedavi ve hormon tedavisi konularında uzmanlaşmıştır (örneğin prostat ameliyatı, penis sertleşme bozukluğu tedavisi ("Viagra, Levitra, Cialis"), testosteron tedavisi). Burada tanımlanan kapsamda cinsel terapi, ürologlar ve kadın hastalıkları uzmanları tarafından çok nadir veya hemen hemen hiç verilmemektedir (Cinsel terapi eğitimi almış ürologlar ve kadın hastalıkları uzmanları dışında).

Ayrıca, cinsel bozukluğun muhtemel bedensel nedenlerine ilişkin açıklama ve aydınlatıcı bilginin (uzman doktoru tarafından verilmiş) temin edilmesi mutlak gereklidir.

Bazen sıkıntı, başarısızlık korkusu, iş yükü, yoğunluk ve hayal kırıklıkları arasında dolaşan bir kısır döngü oluşmaya başlar ve problem daha da şiddetlenir ve sonunda eşler veya eşlerden biri bedensel temas ve yakınlık kurmaktan kaçmaya başlar. Bu da tartışma, suçlama, kaçma ve uzaklaşmaya neden olabilir ve hatta ayrılık düşüncelerinin bile ortaya çıkmasına neden olabilir.

Cinsel sorunlarının en sık karşılaşılan nedenleri erken çocukluk yaşlarında gelişen bozukluklar, yaşam sürecinde insanı yaralayan tecrübeler, birlikteliklerde yaşanan ilişki problemleri, bedensel problemler veya istek ve arzular ile gerçek imkanlar arasındaki uyumsuzlukların neden olduğu içsel psişik (ruhsal) çatışmalardır. Gerçekte çok az sayıda insan kendi cinsel yaşantısından memnundur ve cinsel yaşantısından memnun olmayan ve hayal kırıklığına uğrayan insanların sayısı ise her geçen gün artmaktadır. Uzun süre seks yapmayan veya kısıtlı seks yaşantısı olan insanlar, yaşam kalitesini daha az hissederler, ayrıca kendi cinsel yaşamından hoşnut olmama durumu, genellikle depresyona veya diğer psişik rahatsızlıklara yol açar. Bu durumlara maruz kalan kişilerde sonuç, çoğunlukla cinsel problemlerine yönelik uzman desteği alıp almamalarına bağlıdır. Bu problemlerin ne yazık ki hala daha "utanç verici" hissedilmesi nedeniyle, uzman desteği alınması nispeten az karşılaşılan bir durumdur:

Bu tip sorunları olan kişilerin büyük çoğunluğu kalıcı bir değişiklik yapmadan, yıllarca bu sorunlara katlanmaya devam etmektedir. Ancak profesyonel cinsel terapistlerden cinsel danışmanlık ya da cinsel terapi hizmeti almayı tercih edenler sorunlarıyle ilgili detaylı bir açıklama alabilmektedir ve cinsel hayatlarını sorunsuz bir şekilde idame edirebilmektedir. Bazen hiç eğitim almamış ya da yetersiz eğitim almış cinsel terapistlerle karşılaşılabilmekte, bu durumda genellikle terapi çok kısa sürmekte ve terapi sonrasında, başarı sağlanamamaktadır, çünkü sorunun altında yatan gerçek nedenler hala büyük ölçüde olduğu gibi durmaktadır. Bu durum genel olarak, sadece tek bir seans neticesinde hemen çabucak birkaç “Tavsiye” verilmesi veya birkaç etkili fakat aldatıcı “Görev” verilmesi veya hemen birkaç ilaç veya farklı maddenin reçeteye yazılması şeklinde görülmektedir.

Cinsel Danışmanlık ve Cinsel Terapi’de ilk görüşmede önem verilen hususlar:

  • Cinsel geçmiş (kendi kişisel cinsel gelişiminin geçmişi ve tecrübeleri)
  • Aile geçmişi (Anne babayla ve kardeşlerle ilişki, ebeveynlerle ve örnek alınan kişilerle ilişki, değerler ve kurallar, korku ve suçla başa çıkma, iz bırakan yaşam tecrübeleri)
  • Güncel ilişkilere ilişkin sorular (Tanışma, sonraki gelişimi ve mevcut durum)
  • Güncel cinsel yaşama ilişkin sorular (Cinsel istek, tahrik, temas ve orgazm)

Cinsel Terapi ve Cinsel danışmanlık

Yatakta zevk yerine artan bir şekilde hayal kırıklıklarına uğrandığında cinselliğe karşı ilgisizlik çok normaldir. Burada cinsel danışmanlık ya da cinsel terapi hizmeti bu sorunun temellerine ulaşılmasına ve bunların mümkün mertebe giderilmesine yardımcı olacaktır. Olağan yaşam akışı içerisinde cinsel problemlerin yaşanması asla sıra dışı bir durum değildir: İstatistik değerlendirmeler her insanın yaşamı boyunca en az 1 defa cinsel açıdan zorluk yaşadığını göstermektedir! Ancak problemin "kendiliğinden" kaybolması için yıllarca veya yaşam boyunca beklemek zorunda kalmak yerine birkaç hafta süreyle bu durum üzerine yoğunlaşmanız, bir başka deyişle gerekirse cinsel danışman veya cinsel terapistlerden destek almanız tavsiye olunur.

(Yayınlanan yazılar kaynak göstermeden, izinsiz kullanılması, kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Yayınlanan yazılar, makaleler, haberler kaynak gösterilerek içeriği değiştirilmemek şartıyla yayınlanmasına izin verilmektedir.)

Abdullah ÖZER

Sosyal Çalışmacı, Bilim Uzmanı (Klinik Psikoloji), Aile Danışmanı

Uluslararası Akredite olmuş olduğu Psikoterapi Ekolleri ve Yöntemleri:

Ego State Therapy International (ESTIAkredite Ego State Terapisti
Ego-State-Therapie Deutschland (EST-DEAkredite Ego State Terapisti
Deutsches Focusing Institut (DFIAkredite Focusing Danışmanı/Terapisti
Deutsche Gesellschaft für Sexualforschung e.V. (DGfSAkredite Cinsel Danışman
Milton Erickson Gesellschaft für Klinische Hypnose e.V. (M.E.G.Akredite Hipnoterapist
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPPAkredite Pozitif Psikoterapi Danışmanı
Viktor Frankl Institute Vienna (VFIAkredite Logoterapi ve Varoluşçu Analiz Eğitmeni

Üyesi olmuş olduğu Uluslararası Mesleki Kuruluşlar:

International Society of Hypnosis (ISH)
European Society of Hypnosis (ESH)
Milton Erickson Gesellschaft für Klinische Hypnose e.V. (M.E.G.)
Viktor Frankl Institute Vienna (VFI)
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPP)
Deutscher Dachverband Für Psychotherapie (DVP) e.V.

Psikosentez Danışmanlık ve Eğitim Merkezi Türkiye İzmir'de ve Almanya Münih/Düsseldorf şehirlerinde Almanca ve Türkçe yüz yüze seanslar vermektedir. Bunun haricinden Dünya'nın neresinde yaşıyorsanız yaşayın Türkçe ya da Almanca Online Terapi, Online Cinsel Terapi, Online Psikoterapi ya da Online Psikolojik Danışmanlık ile SKYPE ya da WhatsApp üzerinden seanslara katılabilirsiniz. Bunun için Online Terapi sayfamıza göz atabilirsiniz.