Erkeklerde cinsel isteksizlik:
Erkekler her daim cinsel ilişkide bulunmak isterler mi?
Bu bir şehir efsanesidir ve erkekler bu efsaneyi haklı çıkarmak için elinden geleni yaparlar. Ancak "istemek" her zaman yeterli değildir ve hayal kırıklıklarına neden olabilir.
Cinsel isteksizlik yaşayan kadınlar genellikle bir psikolog veya psikoterapistten yardım ve tavsiye almayı tercih ederler. Erkekler ise cinsel isteksizlik duygularını genellikle işyerindeki aşırı strese veya iş hayatındaki performans baskısına bağlı olduğunu düşünürler ve cinsel isteksizliğin üzerinde fazla durmazlar.
Cinsel arzu ve istek noksanlığı nasıl tanımlanır?
Cinsel fanteziler azalıp kaybolmaya başladığında ve bedensel olarak seks arzusu (isteği) kalmadığında cinsel iştahta bir azalma söz konusu olur. Böyle bir durumda sorulması gereken soru ve araştırılması gereken konu, bu problemin şu ana kadar hep var olup, olmadığının veya eşle ya da her hangi diğer bir durumla bağlantılı olarak gelişip gelişilmediğinin veya sadece belirli cinsel uygulama şekilleri dolayısıyla ortaya çıkıp çıkmadığının belirlenmesi olmalıdır. Cinsel isteklerdeki azalmanın eşinize karşı tiksinme veya ona karşı isteksizlik duyma veya kendisiyle her tür cinsel temastan kaçınma seviyesine ulaşması durumunda bu durumda cinsel isteksizliğin altında çok ciddi psişik çatışmalar/ilişki sorunları söz konusudur.
Cinsel arzunun temelleri nelerdir?
Cinsel arzunun üç temel sütunu vardır:
Dürtü: Söz konusu olan bu bedensel işlev hormonların etkisi üzerine temellenir. Erkek cinsiyet hormonlarının salgılanmasıyla ereksiyon gerçekleşir ve cinsel dürtüler yükselir, fanteziler tetiklenir.
Cinsel Motivasyon: Burada psişik temel sütunu söz konusudur ve ilgili eşle mevcut ilişkinin sürdürülüp sürdürülmemesi söz konusudur. Bu noktada ilginin ve dürtülerin yavaş yavaş yok olmaya başlayıp başlamadığına karar verilir.
Arzu: Cinselliğin merkezinde yer alır. İşbu kapsamda toplumsal standartlar, dini düşünceler, bireysel yaşantılar gibi birçok unsur önemli rol oynarlar.
Cinsel isteksizlik problemi nasıl yayılıyor?
Uzmanlara göre yaklaşık olarak erkeklerin yüzde 15’i cinsel isteksizlik probleminden şikayetçidir. Erkeklerin ana sorunları en çok ereksiyon bozuklukları ve erken boşalmadır. Bu da erkekler de genellikle cinsel isteksizliğe ve cinsel isteklerde azalmanın baş göstermesine neden olmaktadır. Erkeklerdeki cinsel isteksizlik artışı özellikle ileri yaşlarda gözlenmektedir. 60 yaş civarındaki erkeklerin yarısından fazlasında cinsel isteksizlik problemi olduğu tespit edilmiştir.
Cinsel isteksizliğin nedenleri nelerdir?
Cinsel isteksizlik probleminin tek ve asıl sorumlusunun libido bozukluğu olması durumu çok nadir karşılaşılan bir durumdur. Erkeklerin büyük çoğunluğunda çok sayıda neden bir arada ve eş zamanlı olarak etki eder. Ancak bu noktada önemli olan kişiye özel esas ve ana problemin kökeninde yatan nedenin tespit edilmesidir.
Bedensel Nedenler:
- Örneğin erken boşalma veya ereksiyon bozuklukları gibi diğer cinsel işlev bozuklukların varlığı. Erken boşalma ve ereksiyon bozukluğu cinsel isteksizliği artırır.
- Hormonal bozukluklar;
- Nörolojik bozukluklar;
- Karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları;
- Kronik rahatsızlıklar;
- İlaçlar (örneğin: Antidepresan ilaçlar);
- Uyuşturucu ve alkol tüketimi;
Ruhsal Nedenler:
- Cinsel ihtiyaçlarını kendi kendine gidermeye yönelik arzu seviyesinin yüksekliği.
- Bir eşle birlikte cinsel ilişkide bulunmaktan hoşlanmama.
- Karşılanmayan veya karşılanması mümkün olmayan cinsel istek ve arzular.
- Korkular ve anksiyete bozuklukları.
- Bulaşıcı hastalığa yakalanma korkusu.
- Depresyonlar
- Psikozlar
- Stres
- Cinsel travmalar.
- Ödipal çatışmalar
- Kişilik bozuklukları (Narsisistik, Şizoid v.b.)
- Cinsel kimlik çatışmaları
- Cinsel yönelim sorunları
Sosyal Faktörler:
- İlişki problemleri (Ailevi sorunlar, Evlilik problemleri)
- Uzun süreli işsizlik (maddi sıkıntılar)
- Mesleki problemler (iş hayatında karşılaşılan sorunlar)
Toplumsal Baskı/Sosyal Faktörler;
- Genç erkeklerdeki (45 yaşına kadar) cinsel isteksizlik problemleri genellikle ereksiyon bozukluklarına karşı bir reaksiyon olarak gelişir. Ayrıca baskı altına alınmış ve toplumsal açıdan yasaklanmış cinsel isteklerin varlığı. (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transvestitism v.b)
- Yaşlı erkeklerde ise bedensel faktörler ön planda yer alır. Ancak cinsel noksanlıklara muhtemel ereksiyon bozuklarının neden olduğu düşünülür ve cinsel isteksizlik durumu ise çok nadir dikkate alınır.
Cinsel isteksizliğe karşı neler yapılmalıdır?
Öncelikle eşler arasında detaylı ve oldukça ayrıntılı bir görüşme yapılmalıdır. Erkeklerin ayrıca bir doktora (üroloji ve/veya erkek hastalıkları uzman doktoru) başvurmalı ve kendisine rahatsızlıklarını anlatmalıdır. Tıbbi laboratuvar incelemelerinde elde edilecek bulgular çok önemlidir. Yapılması gereken ilk önce bedensel/hormonal bir nedenin olup olmadığıdır. Bu sayede cinsel isteksizlik probleminin kontrol altına alınması sağlanır. Uygulanacak terapi programı gerçekleştirilen bu inceleme ve araştırmaların sonuçlarına bağlı olarak belirlenir.
Örneğin tespit edilen ana nedenin bir hormon eksikliği veya fazlalığı problemi olması durumunda ilaç tedavisi uygulanır. Problemin uyuşturucu bağımlılığına veya aşırı alkol tüketimine bağlı olması durumunda yine aynı şekilde öncelikle ilaç tedavisi uzman hekim tarafından uygulanması gerekir.
Tüm diğer Cinsel İşlev Bozukluklarında oldğu gibi bedensel fakörler elendikten sonra Cinsel Terapi alanında çalışan yetkin bir Cinsel Terapiste müracaat edilmesi gerekir. Bu durumda nedene yönelik ve kişiye özel bir terapi konsepti oluşturulmalıdır. Burada her hangi bir klasik terapi tarzı mevcut değildir. Söz konusu terapi programı ilgili erkeğin kendi kişisel problemleri ve gereksinimleri temelinde fakat aynı zamanda kendisinin de buna hazır olması ve açık davranmasına bağlı olarak düzenlenmelidir. Yüksek kalitede bir psikoterapi/cinsel terapi programı uygulanmalıdır.
Cinsel isteksizlik aynı zamanda cinsel isteksizliği yaşayan kişinin partnerini de olumsuz olarak etkileyecektir. Dolayısıyla psikoterapi programına beraberce (çift terapisi) katılmak çok daha mantıklı olabilir. Burada amaç, bedensel algılamanın ve yine benzer şekilde çiftler arasındaki iletişimin yeniden kurulması ve geliştirilmesidir. Bu kapsamda ilgili bireyin cinsel korkularından kurtulması ve yitirmiş olduğu cinsel arzu ve isteklerini yeniden kazanması sağlanmalıdır. Cinsel isteksizliğin kalıcı olup olmaması bunun arkasında yatan nedene bağlıdır.
Abdullah ÖZER
Sosyal Hizmet Uzmanı, Klinik Psikoloji Bilim Uzmanı, Aile Danışmanı